TAHIL PAZARI…Sebze pazarımız haftada iki gün, cumartesi ve bilhassa çarşamba şehirlinin ayakları altında hararetli alış verişlere sahne olur. Pazara kurulduğu saatten günün geç vakitlerine kadar burada istediğinizi bulabilir, haftalık erzakınızı taze olarak seçip evinize götürebilirsiniz. Yalnız, günün yarısından sonra yapılacak alış verişin, alıcıdan ziyada satıcıyı memnun edeceğini unutmamalısınız. Çünkü satılan satılmış, geriye malın posası kalmıştır. Buna bir de sebzenin, tazeliğini kaybetmesini ilâve ederseniz, aldananın kim olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Satıcının sabahki attık yüzünü bu kadar değişmesi ve malını ısrarla satmaya çalışması sizi şaşırtmasın.
O, artık köyüne, gelecek haftaya daha iyi satışların hayalini kurarak dönecektir. Sair günler sebze ve meyve alışverişi, meydandaki dükkânlardan yapılır. Hafta günü bu dükkânlarda, mal almak için sıra beklemek lazımdır. Bunlarda neler yoktur, neler. Mesudiye ve civarının çökeleğinden, Trabzon’un patates ve soğanına kadar, komşu pazarların muhtelif cins malları görülür. Perşembenin elması, Rize ve civarının portakalı meydanda yığınlar teşkil eder. Top lahanalar ayaklar altında yuvarlanır ve tonlarca pırasa toza, toprağa karışır.
Şurası muhakkak ki, pazarda satıcıların ekseriyetini kadınlar ve alıcıların da burada ekseriyetini kadınlar teşkil etmektedir. Pazar kurulduğu gün şehirli kadınlarım, uzun uzun pazarlık yaparken ve aldıklarını ellerinde veya küfeci çocukların sırtlarında evlerine taşıtırken görmek her mevsimde mümkündür.
Sergi başı kadın, yağ, yoğurt satan yine kadındır. Erkekler, mallarını kadınlarına teslim ederek, (Takıl)a, şehrin kuru meyve pazarına gitmişlerdir. Takıl, başlı başına bir alemdir.. Çarşının tam ortasında kuruludur. Rahmetli Niyazi Baba bizlere Ordu'muzun eski günlerinden bahsederken: “Vaktiyle Takıl’da ördek avlandığını” söyler. Takıl’da ördek avlamak… Şu, şimdi bir köşesindeki çeşmeden başka suya dair tek iz bile bulunmayan Takıl’da…
Sebze pazarını dağılan, müşterilerinin yerlerde bıraktıkları yiyecek artıklarıyla başbaşa bırakarak, içinde bir zamanlar “ Ördek avlanan” Takıl’a dönelim. Takıl, şehirlinin çarşı içinde, ayak uğrağı bir yerdir… Tavanı üç taraftan çinko kaplı bu pazar, 40—50 metre ebadında taş zeminli ve iki cadde arasında, şehrin tek açık meydanıdır. Buradaki açık tabiri, daha ziyade sebze pazarından itibaren birbirine muvazi (eşit) uzanan Sırrı Paşa ve Osman Paşa aralarındaki binasız kısma telmihtir. Yoksa Takıl pazarı şehrin üstü kısman örtülü tek pazarıdır.
Yakın zamanlara kadar, Takılın tam ortasında kocaman bir çeşme vardı. Kalabalık günlerde yolu tıkayan ve etrafında uzun uzun münakaşalara sebebiyet veren bu çeşme, hoyrat ellerin de hırpalamasıyla bozuldu ve bu meydandan kaldırılarak takıl hemen kenarına tekrar, fakat daha ufak çapta yeniden kuruldu. Bugün Takıl; civarının tek çeşmesi halinde civarın su ihtiyacına kâfi gelmektedir. Eski çeşmenin temeline ait beton merdivenler boş bir taht gibi Takılın esasen dar olan zeminini işgal etmekte gelip geçenlerin ayağına köstek olmaktadır.
Takıl, için için kaynayan bir pazar yeridir. Manav, sabahın erken saatinde, mevsimine göre, fındık, fasulye, ceviz, soya almak için Takılı yoklar. Takıl’da alıcı ve satıcı çekingendir. Satışlar toptan yapıldığı için, günün her saatinde fiyatların değişen durumları Takıl sakinlerini bazen sevindirir, bazen de (keşke biraz daha geç satsaydım malımı) diye boş dövünmelerine sebep olur. Burada, pazarlıklar santim santim yapılır ve çok defa günün geç vakitlerine kadar her iki taraf birbirini yoklar. Fındık mevsiminde Takıl sürprizlerle doludur, öğleye doğru beğenmediğiniz fiyattan dolayı satmadığınız malınızı öğleden, sonra daha aşağı bir fiyatla karşılaşınca ya elden çıkarmak veya tekrar köyünüze götürmek mecburiyetinde kalırsınız. Bunun aksi de olur ve herkes böylesini beklediği ve ümit ettiği içindir ki alıcı pek acele etmez iş satıcının, sabrını tüketmektedir.
Çarşı esnafının dilinde: “Takıl'da kimse yok bugün” sözü, alış verişin durgun olacağı manasınadır. Çünkü Takıl, müstahsile külliyetli para temin eden bir yerdir. Bu sebeple onun kalabalığı, piyasanın hareketli olmasına en kuvvetli delil sayılır. Takıl, hile kaldırmaz. Orası, ihracatçılarımızın ambar kapısıdır. Müstahsilin iyi malı, manava, manavın iyi malı ihracatçının ambarından dış veya iç pazarlar için gemi ambarlarına gidecektir.
Takıl mallarımızın değerlendiği, müstahsilimizin yüzünün güldüğü yerdir. Onu tanımak için, uzun yıllar kahrını çekmek, kaybıyla üzülmek, kazandırdığı ile sevinmek lâzımdır. Takılı, alelade bir pazar yeri olarak görmeyelim. Orası, manifaturacının, tuhafiyecinin, manavın, hırdavat ve zahirecilerin adres değiştirirken daima siklet merkezi olarak göz önünde tuttukları ve uzaklaşmak istemedikleri bir mahaldir. Not: Tahıl pazarına halk Takıl demektedir…”
Devam Edecek
Hazırlayan: H. Naim Güney
Son dakika haberleri net
Son dakika haberleri net