TAHIL PAZARI…Tahıl Pazarı'nın bulunduğu semt geçen yüzyılın ortalarına doğru çarşının kenarında kalıyordu. Ayni zamanda bataklık, sazlık berbat bir yerdi. Geçen yüzyılın sonlarına doğru, Tahıl Pazarı'nda "ördek avı” yapıldığını o günleri yaşayan merhum Zaloğlu Niyazı Baba şöyle anlatmaktadır: “Tahıl sahası, tamamen boştu. Burası su içinde idi ve adam boyunda sazlarla örtülü idi. Yaban ördeklerinin arayıp da bulamayacağı bir yerdi. Nitekim Melet'ten kalkar kalkmaz soluğu takılda alırlardı. Meraklılar, sabah akşam pusuya yatarlar ve bu ördekleri avlarlardı. Burası, yangından sonra doldurularak meydana geldi.” kurutuldu ve şimdiki takıl pazar meydana geldi"Tahıl pazarı civarındaki binalar Osmanlı geç döneminde ahşap barakalar şeklinde kurulmuştu. Böylesi barakalarla kaplı olan Ordu çarşısının, 1883 yılında tamamen yanması üzerine yapılan yeni şehir planı, Tahıl Pazarıyla civarındaki cadde ve sokaklara bugünkü şeklini vermişti. Tabii, bu planın tatbiki birçok zorlukla yerine getirilmişti.
Tahıl Pazarı'nı çevreleyen cadde ve sokaklarda iki katlı, tamamen taş yapılı birbirine bitişik ticarethaneler, depolar, toptancı mağazaları; değişik bir mimarisi olan Osmanlı Bankası binası inşa edilmişti. Osmanlı Bankası Tahılın karşısında, bir zamanlar banka olarak hizmet gören, iki caddeye de cephesi olan yapıdır. Bu binanın dış mimari görünüşü, burayı kiralayan banka tarafından tamamen değiştirilmiştir.İlk defa bu binada faaliyete geçen Osmanlı Bankası, 1. Harbinin ortalarına doğru çalışamaz hale geldiğinden, Ordu'da ki bütün memurlarını İstanbul'a naklederek kapılarını kapatmıştır. Bina, içindeki eşyalarıyla birlikte, o tarihlerde Trabzon'un işgali üzerine Ordu'ya gelerek burada Valilik yapan Trabzon Valisi Cemal Azmi Bey tarafından muhafaza altına alınmış, bankanın hiçbir eşyasının kaybolmasına izin verilmemiştir. Osmanlı Bankası, Ordu'ya Milli Mücadele yıllarında tekrar gelerek, bütün malzemesini, eşyasını tam olarak teslim almış ve yeniden 1949 yılına kadar çalışmalarına devam etmiştir.
Tahıl Pazarı, erken cumhuriyet yıllarında ise Osman Paşa caddesi ile Sırrı Paşa caddesi arasında bazı bölümlerinin,üzeri örtülü, kare şeklinde 20x20 metre ebadında bir alış veriş mahalli olmuştu. Ancak Tahıl pazarı, sadece haftanın Çarşamba günü şenlenirdi. Şehri köylere bağlayan yollar yeni açıldığı için, motorlu vasıtaların köylere gidemediği, çok değil, 70-80 yıl öncelerine kadar müstahsil bir-iki çuval mısırını, fasulye, Patates ve meyvesini hayvanına yükleyerek, bir gün önceden, Salı gününde yola çıkarak şehre inerdi. O gece çarşıdaki Han'larda yatılı olarak kalınırdı. Kavraz Mehmet Ağa, Acem Kâzım Ağa, Çakaroğlu Kalost Efendi, Acem Muharrem, Yazıcızade Ali Usta, Tüysüz oğlu Hasan, Muhacir Mehmet Ağa, Sofuoğlu Abdurrahman'ın hanları en tanınmışları idi.
Tahıl Pazarı, öğleye kadar bütün canlılığını koruduktan sonra, öğleyin müteakip köylüler geri dönme hazırlıklarına girişirlerdi. Buna, kış aylarında öğleye yakın başlanırdı. Sair günler, Tahıl meydanı boş kalırdı. Perakendeci esnaf ve tüccarlar, Tahıl Pazarı'ndaki kalabalığı yakından takip eder: “Tahıl 'da kimse yok bugün” sözü, piyasada hafta alış-verişlerin durgun geçtiği manasında kullanılırdı. Müstahsil, sattığının parasıyla köyüne dönerken ailesinin bazı eksikleri perakendeci esnaf ve tüccardan alacak; gazı, tuz, şeker, basma, bez vesaire ihtiyacı için piyasaya para bırakacaktı. Tahıl'ın kalabalık oluşu, buradaki satışların iyi olduğuna, dolayısıyla Ordu piyasasının da canlı geçeceğine işaret sayılırdı.
Ordu ticari hayatına üç-dört kuşaktır hizmet veren esnaf sayısı çok çok azdır. Tahıl pazarı civarında birkaç nesil ticarete devam eden köklü esnaflarından birisi Nezirler diğeri ise İspirli fırınıdır. 1930’lu yılların başında Erzurum’un İspir kazasından göç eden İspirli fırının kurucusu Mehmet Kaya şu anki yerinde küçük bir fırın açmaya karar vermişti. Aileden gelen fırın işine Ordu’da da devam eden Mehmet usta çıkardığı somun ekmeğinin lezzeti ve gelen yoğun talep karşısında işletmesini büyütmüş ve bugünlere kadar ekmek üretmeye devam etmiştir. Ordu’ya pazara gelen köylüler, Tahıl pazarında ürünlerini satınca “Çarşı ekmeği” yani buğday ekmeğini, şekerli simitlerini şeleğine, sepetine bolca doldurur, köyde bekleşen ailesine hediye olarak götürürdü. Ordu’da farklı lezzetiyle fırıncılık mesleğini başarıyla sürdürüp bir marka olan, İspirli’li Mehmet Kaya, 1977 yılında vefat etmişti.
Ordu'nun en eski esnaflarından olan Nezirler mağazalarının il merkezinin ticari hayatında çok önemli bir yeri vardır. Nezirler Mağazası'nın ismi işletmeyi kuran Nezir Efendiden gelimiştir. 1921 tarihinde kurulan Nezir efendinin ticarethanesinin oğul 2. Kuşak Mustafa Oral ve akabinde 3. Kuşak olan oğulları Galip ,Uğur ve Orhan Oral tarafından günümüze kadar getirilmişti. Nezirler Mağazalarını günümüze taşıyan bu üç kardeşten sırayla Galip, Uğur ve en Son 2018 yılında Orhan Oral vefat etmişti. Nezirler dünden bugüne kadar uzanan mağazalar zinciri ile bugün aynı dürüst, saygın ticaret zihniyeti ile Ordululara hizmet vermeye devam etmektedir.
Mustafa Oral, okulunu bitirince Yüncüler sokakta ticari faaliyette bulunan babası Nezir Efendi ile bir müddet beraber çalışmış, daha sonra, Hacı Kazım Beyin köşesine bir iş yeri açmıştı. İlk ürünleri köylü ihtiyacına yönelik olan Mustafa Oral, işlerini biraz ilerletince kendi imkânları ile 1921 yılında Sırrı Paşa Caddesinde köşe başında bir mağaza daha açmıştı. Bu mağaza insanların düğünden tuhafiyeye manifaturadan bakkaliyeye kadar her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde idi. 1939 yılında büyük zelzeleden bu mağaza yıkılınca Sürücüler Caddesindeki bir dükkan satın alarak iş hayatına burada devam eden Mustafa Oral, 1959 senesinde Tahıl Pazarı mevkiinde yeni açtığı iş yeri ile mağaza sayısını artırmıştı. 1973 yılında baba Mustafa Oral vefat edince, kaldığı yerden oğulları Galip, Orhan ve Uğur Oral ticarete devam etmişler, ürün yelpazelerini daha da genişletip, Ordu halkına başarıyla hizmet vermeye devam etmişlerdir.
1949 yılında neşredilen İktisadi Yürüyüş Dergisinin Ordu Özel İlavesinde Araştırmacı Yazar Merhum Sıtkı Çebi tarafından “Ordu Sebze Pazarı ve Takıl “ başlıklı bir yazı yayınlamıştır. Ordu Sebze pazarı ve Takıl pazarı hakkında bilgi veren Sıtkı Çebi yazısını özetle şöyle kaleme almıştı…
“…Kim derdi ki, mezarlar üstünde bir pazar yeri kurulacak ve şehirli sebzesini, yemişini, yoğurdunu, peynirini buradan; temin edecek. Büyük kavak ağaçlarının gölgeleri altında, ebedî uykularını uyuyan Ordu'nun ilk sakinlerine, ait mezarlardan, bugün bir iz bile kalmamıştır. Yalnız bir kaç ardıç, koyu yeşil gövdesiyle bu meydanın bir köşesinden göğe doğru uzanmaktadır. Dün mezarlar üstünde çürüyen yapraklar, bugün, boğaz kaygusuna düşmüş pazar kalabalığının ayakları altında yok olmaktadır. Yaşlarını tayinde güçlük çekeceğimiz ardıçlar, sebze pazarının daimî yeşilliğidir. Kavak ağaçları, geniş, gövdeleri ve heybetli duruşuyla dikkati çekmekte ve Sırrı Paşa Caddesine yakın olanlarının altı ise civardaki gazinonun açık hava meydanı halini almaktadır. Günün her hangi bir saatinde burada muhakkak bir kaç avare avare otururken görebilirsiniz. Pazarın bu köşesinden hem Pazar sahası ve hem de çarşının geniş ve muntazam caddeleri seyredilir.
Sol tarafta; akasya ağaçlarının yanı sıra birbirine bitişik, sanki iç içe geçmiş, çatıları teneke ve saç kaplı ufak ufak dükkânlar… Karşı da aynı tip, sayısı daha kalabalık ve yine önleri akasya ağaçlarıyla gölgeli, arkalarını büyük kavaklara dayamış sebzeci dükkânları… Meydandaki her dükkânın muhtelif cins yemiş ve sebzelerin olduğu alçak sergilerle çevrili… Ağaçların gölgeleri altında muntazam bir şekilde sergilerde yığılan yiyecekler hakikaten gelip geçenin dikkatini üzerine çekmektedir.
Meydanın ortasında 25 e yakın boş sergi mevcuttur. Şehirde pazar kurulduğu zaman, köylüler mallarını bu sergilere koyar ve satışa arz eder. Pazara geç gelenler ise, çuvalını, sepetini veya sandığını kuru toprağa sererek kışsa çamurdan, yazsa tozdan malını korumaya çalışarak, kendinden önce gelip sergilerde malını rahat rahat satan komşu köylüsüne hasretle bakar.
Hazırlayan: H. Naim Güney
Devam Edecek
Son dakika haberleri net
Son dakika haberleri net