Yönetmen Öğr.Gör.Erdal Karakurt yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi. Oyun metropol yaşamının, teknolojik gelişmelerin, sanal dünyanın etkisinde kalarak asosyalleşen bireylerin yaşamını trajikomik, absürd bir üslupla ele alıyor. Dört yıldır sanal ortamda arkadaşlık yapan kadın ve adam buluşmak için bir restoran ayarlar. Ancak metruk bir gökdelenin en üst katında bulunan bu restoran insanların son yemeğini yiyip intihar ettikleri bir restorandır.
Kadın, erkek ve garson üzerinden ilerleyen oyun günümüz yaşam biçimini, yabancılaşmayı, aile ilişkilerini eleştirmektedir. Bireylerin lüks binalarda nasıl yalnızlaştıklarını, toplumdan, hayattan, gerçekten nasıl koptuklarını, gıdıklanmayı, dokunmayı, konuşmayı nasıl unuttuklarını ve kendilerine nasıl tek kişilik şehirler hücreler yarattıklarını konu edinir.
Kadın gerekli gereksiz hemen her kursa giden, yaşamdan uzaklaşmış bir tiptir. Adam ise hayattan zevk almayan, sıkılmış biridir. Adam olmayan nesneleri, olmayan araçları alıp satan bir iş insanıdır ve satın aldığı şeyleri asla kullanmamaktadır. Burada Baudrillard’ın hipergerçeklik kavramına değinmek gerekir. Baudrillard, hipergerçeklik kavramı ile bireylerin gerçeklik algısının değiştiğini, neyin gerçek neyin yanlış olduğunu kavrayamadıklarını, kopyaları gerçek gibi algılandıklarını açıklamak için kullanır.
Acaba gerçek yaşamda mıyız yoksa simülasyon evreninde miyiz? Yediğimiz içtiğimiz şeyler gerçek midir? Ya da ilişkilerimiz, arkadaşlıklarımız? Duygularımız? Gülücüklerimiz? Doğrularımız? Yaşadığımız bu evren, bu çağ bir aldatmaca mıdır? Günümüz gerçeği bir algıdan mı oluşmaktadır? Görüneni mi algılıyoruz görünenin altındaki sırrı mı?
27 Mart Dünya Tiyatrolar günü kapsamında hazırlarmış olduğumuz oyunumuzun siz değerli seyircilerimizle bulaşmasında katkılarında dolayı, başta rektörümüz Sayın Prof. Dr. Orhan BAŞ’, Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekanlığına, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığına, Fatsa MYO Müdürlüğüne teşekkür ederiz.
Haber Merkezi
Son dakika haberleri net
Son dakika haberleri net