Yaşamayı bil…Hayat sizce de bir otobüse benzemiyor mu? Her bir durakta yolcular biniyor ve yolun sonu gelince iniyorlar. Hayatta böyle değil mi? Hepimiz belli bir zamanda doğup, vaktimiz gelince gidiyoruz bu dünyadan.

Peki ya hayata bakışımız?

Yaşamayı bil. Her insan hayata farklı gözlerle bakar. Kimisi melankolik, kimisi neşeli, kimisi ise sadece yaşayıp ölmek için geldiğimizi düşünür.

Hâlbuki hayat sadece yaşayıp ölünecek , üzülecek yada sadece mutlu olunacak bir yer değildir. Evet daha 17 yaşında olabirim ama bu hayatı tanımlayamayacağım anlamına gelmez. Yaşamayı bilmek için bazen tecrübelerin de konuşması gerekir bu konularda. Eğer buraya geldiysek hepimizin öğrenmesi gereken bir şey var demektir. Sadece üzülerek yada gülerek geçemez , her duyguyu tadarak , yavaş yavaş adımlarla öğreneceğiz öyle değil mi? Gelin bu serüvene nasıl başladık, nasıl sonlandırmamız gerekiyor, neden yaşamayı bil diyorum.

Hepimizin en değerli varlığı olan annelerimizin bizi dokuz ay boyunca karnında taşımasıyla başladı hayat denilen bu serüven . Doğduktan sonra ilk ağlayışımız , ilk sözcüklerimiz, ilk adımlarımız… Daha sonra okul hayatı derken ne ara büyüdüğümüzü anlayamaz hale geldik değil mi?

Aslında hayat sadece yaşımız genç olsa bile okumaktan ibaret olmamalı . Her saniyemiz bizim için kıymetli çünkü ne zaman öleceğimiz belli değil ve başımıza bir şey gelmeyeceğinin garantisi yok. Yaşamayı bilmek lazım.Ama ebeveynlerimiz bizi tabir-i caizse “yarış atı ” gibi gördükleri için kendine vakit ayıramayan genç çok fazla. Bir çok insan intihar ediyor , kimileri hep mutlu olma çabasında. Ama hayat bu değil böyle yaşanmamalı. Her duygudan az da olsa tatmalıyız. Yaşamayı bilmek lazım.

Yani demek istediğim hayatta her şeyi dozunda da olsa yaşayın. “Keşke” demek yerine “iyi ki” demeyi öğrenin. Hayattan bir ders çıkarmak yerine, hayatınızın bir ders , bir sınav olduğunu bilerek ve bunun sadece tek bir duyguda yaşanmayacağını bilerek yaşayın. Yaşamayı bil…

Yaşamak Ne Güzel Şey

Yaşamak ne güzel şey

Anlayarak, bir usta, kitap gibi

Bir sevda şarkısı gibi

Bir çocuk gibi şaşarak yaşamak…

Yaşamak birer birer ve hep beraber İpekli bir kumaş dokur gibi

Hep bir ağızdan sevinçli sevinçli bir destan okur gibi

Nazım Hikmet Ran

Aldatmak veya aldatılmak… Her ikisi de onur kırıklığı yaşatıyor öyle değil mi? Peki ya insan kimi aldatabilir? Sadece karşısındaki insanı mı yoksa hem kendini hemde karşı tarafı mı? Bunun cevabı biliyorum ki yaşanılanlara göre değişecektir ama bazı şeylere dışarıdan biri olarak bakacaksak insan herkesi ve her şeyi kandırabilir ama kalbini asla!

İNSANOĞLU ALDATMAYA MEYİLLİDİR!

Evet , insanoğlu birilerini kandırmaya fazla meyilli bunu hepimiz biliyoruz. Bazen duygusal bazense maddi işlerinde bir çok konuda bu karşımıza çıkar. İnsanoğlu böyledir; nankör! Zamanında yapılan bütün iyiliği unutup karşısındaki insanı ve kendini de kolayca aldatabilir . Hele ki bazıları var ki bunu yaşatmamış gibi pişman olup , barışmak ister. Hadi diyelim ki karşındaki o iyi niyetli, temiz kalpli insan seni affetti peki ya sen kendi içindeki savaşı kazanabilecek misin? Duygularını bile kandırdın bir anlık hareketinle öyle değil mi? Ama kalbin , orası sana hep doğru olanı konuşan bir dil oldu . Sen kendini dahil kandırırken o sana hep konuştu ama sen ona bile sağır olmayı becerdin ! Bu kadar gözü kararıyor insanoğlu dediğimiz varlığın…

KALBİNİN SESİNİ DİNLE!

Hani klişe bir söz vardır “kalbinin sesini dinle” işte bu en doğrusu . Aklın bazen sana ufak oyunlar oynarken kalbin sana en soyut olanı gösterir ve hissettirir. Siz sadece kendinizi , duygularınızı ve diğer insanları aldatabilirsiniz ama kalbiniz buna yenilmeyecek , içinizde olan güçlü bir savaşçıdır. Birini aldatınca mutlu mu oluyorsunuz yada elinize ne geçiyor? Birinin üzüntüsü sizin yüzünüzde çiçekler açtırıyorsa inanın o çiçekler bir gün elbet ki solar… Ve siz birinin ahını almış olursunuz bunu ne kendinize be de karşı tarafa yaşatmayın!

GÖZÜNÜZ DÖNSE BİLE KALBİNİZE KULAK VERİN!

Bu hafta ki yazımın son satırlarına gelirken demek istediğim aldatmayın! Kalp kırmamaya çalışın ömrünüz boyunca ve birinin ahını almayın . Aldatınca da bir tek her iki tarafında duygularıyla oynamaktan başka hiç bir şey yapmış olmayacaksınız. Biri size iyi geliyorsa onu sıkı sıkı tutun ve bırakmayın ve son sözüm şudur ki: Kalp sizin için sadece kan pompalayan bir organı temsil etmesin . Eğer bir gün birini veya kendinizi aldatmak geçerse aklınızdan kalbinize sağır olmayın …

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçilmesinden dolayı Twitter hesabından tebrik etti. Nikol Paşinyan, “iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi için birlikte çalışmaya devam edeceklerini” vurguladı.

BİRLİKTE ÇALIŞMA MESAJI

Paşinyan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yeniden seçilmesinden dolayı kutluyorum. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşmesi için birlikte çalışmaya devam etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

İlişkili Haberler

Vladimir Putin’den Erdoğan’a 2. tur tebriği