Son dakika Netenyahu'ya açık mektup SonDakika Haberleri

TAKİP ET

Son dakika haberleri net
Bu mesajım, sadece Netenyahu’ya değil, bu vesile ile önce tüm Rabbi’lere ve Musevi’lere ve Tevratı da ayrıca kendileri için gönderilen bir kitab olarak kabul eden İsevi’lere’dir. Biz, alemlere rahmet olarak gönderilen, Hz. Musa’yı, Hz. Davud’u, Hz. İsa’yı doğrulayan  ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Siz Hz. Davud’u ve Hz. Süleyman’ı peygamber kabul etmiyorsunuz. Onlar da bizim için birer Peygamberdir. Allah Hz. Davud’a “Zebur”u verdi. Ben 15 yaşlarımda, Kur’an-ı Kerimi, İncil’i, Zebur’u ve Tevrat’ı okuyan bir kişiyim. Onlar bizi kendilerine değil, Allaha, Allah’ın kendileri eliyle gönderdiği kitaba çağırdılar. Bugün Süleyman mabedini tartışıyoruz. Süleyman mabedi dediğiniz, bu gün Mescid-i aksa’nın bulunduğu yer sizin için “King Salomon’un tarihi ve kültürel bir mirası” anlamı taşıyor. Bizim için ise oranı İSRA’nın gerçekleştiği bir makamdır. Orası bize namazın farz kılındığı yerdir. Orası bizim ilk kıblemizdir. Konstantin Kudüs’ü şerif’i ziyaretinde Süleyman mabedinin yerine yapılan mabedi görünce, “İstanbul’a döndüğümde “Süleyman’ı kıskandıracak bir mabed inşa edeceğim ve Haccetmek için insanlar Kudüs’e değil, İstanbul’a gelecek” demişti. Bilmem biliyor musunuz, İstanbulda “Millenium taşı”nın üzerinden Ayasofyanın kubbesinin tepesindeki halkaya bakarsanız, aynı zamanda Kudüs-ü Şerif’teki Mescid-i Aksa, ya da daha eski Beyt el Makdis’e dönmüş olursunuz. Dahası aynı zamanda Mekke-i Mükerremeye, yani Kabe-i Muazzama’ya dönmüş olursunuz. Orası dünyanmın sıfır noktasıdır çünkü. İstanbul Kudüsün kardeşidir. Ayasofya Beyti Makdise nisbetle inşa edilmiştir. Biz çocuklarımıza Hz. Musa’nın, Hz. Harun’un, Hz. Yuşa’nın, Hz. Davud’un, Hz. Süleyman’ın, Hz. Zekeriya’nın, Hz. İsa’nın, Hz. Meryem’in, Hz. Zekeriya’nın, Hz. Yakub’un, Yusufun isimlerini veririz. İstanbulda Hz. Yuşanın makamını ziyaret ederiz. Hz. Muhammede (sav) gelen kitabın, Fatiha girişinden sonraki ilk ve en uzun suresi Bakara suresidir. Sizin hikayeniz anlatılır, ibret dersi olarak. Sizi sizden iyi biliriz. Siz Allah’ın ipini bıraktınız, Siyonist oldunuz, Rabbiler bile sizden nefret ediyor, vijdan sahibi herkes gibi! Siz dünya karşılığında ahireti sattınız. Şeytan size yapıp ettiklerinizi güzel gösteriyor. Yaratılışta, Galu bela zamanında elestü bezmindeki Şeytanın üstünlük iddiası gibi bir iddia ile kendinizi hela sürüklüyorsunuz. İlk günah, ilk haram, ilk lanet ırkçılığadır.. Keşke tevbe edenlerden olsanız! Doğduğumuz ana-babayı, doğduğumuz zamanı, doğduğumuz toprağı, derimizin rengini ve cinsiyetimizi biz kendimiz seçmedik. Bunlar Allah’ın takdiridir. Bundan dolayı insanlar üstün ya da geri olmaz. Üstünlük takvada’dır, kendimizi yücelten ve aşağılatan söz ve eylemlerimizdir. Ve herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır. Değil Hz. Musa’nın kavmine, Hz. Musa’nın kendine Allah’ın (cc) uyarısı da bu yönde değil mi idi, düşünmez misiniz, okuyum durduğunuz kitabın mesajını anlamıyor musunuz! Mescid-i Aksanın bizim için ifade ettiği anlam, sizin için ifade ettiği anlamla kıyaslanamaz. Hal böyle iken, oraya Museviler sahip iken Hristiyanlara orayı yasakladılar. Hristiyanlar oraya sahip olduklarında Musevileri oraya yaklaştırmadılar. Müslümanlar geldiklerinde herkes orada ibadetini yapabildi. Bugün Ağlama duvarında sizler, doğuş ve kıyamet kilisesinde Hristiyanlar ibadetlerini yapabiliyorlar. Ve o iki kilisenin anahtarı halen bir Müslüman ailenin elinde. Bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatinin bize gösterileceği bir gün var. Allah bu toprakları Muvahhidlere vadetti. Bu coğrafya Vahiy coğrafyasıdır. Siz bu toprakları kendi ırkınıza tahsis edilmiş gibi kabul ediyorsunuz. Allah kavimlere kitap gönderdi ama kitabı, peygamberlerin rehberliği bütün insanlığadır. Hepimiz Hz. Adem’in çocuklarıyız ve Adem aleyhisselam da topraktandır. Sizi son olarak İngilizler bu topraklara yerleştirdi. Çanakkale’deki Siyon katırına komuta eden İngilizlerin komuta gemisinin adı Goliath’dı. Hz. Davud Tanrı Kıral Calud’a karşı Taludun yanında yer aldı. Siz Calud’un Goliad’ın Şeytan’ının rehberliğinde Filistin topraklarına bir işgalci ve sürgün olarak geldiniz. Gazzeliler bugün Hz. Musa gibi, Hz. Davud gibi davranıyor ve Hz. Süleyman’ın manevi mirasına, emanetine sahip çıkmaya çalışıyor. Siz Goliathın yanına, Firavunun yanına savrulmuş gibi davranıyorsunuz. 10 Emri bile dinlemiyorsunuz. Hz. Musa’nın “Dinle ey İsrail” mesajını görmezden geliyorsunuz. O tehdidin gerçekleşmesi için ne lazımsa yapıyorsunuz, kaçtığınızı sandığınız şeye doğru koşuyorsunuz. Samiri’nin peşinden gidiyorsunuz, Hz. Musa’nın değil. Gazzelilere, Firavunun İsrailoğullarına davrandığı gibi davranıyorsunuz. Hitlerin size davrandığı gibi davranıyorsunuz Gazze’lilere. Aşkınız ve öfkeniz aklınızı zail etmiş gibi. Allah nasıl Firavunun kalbini katılaştırdı ise, sizin de kalbiniz gittikçe katılaşıyor. Derman zannettiğiniz buzağının kanında gizli olan zehir helakiniz olacak.  Alemlerin Rabbi olan Allah adil şahidler olmamızı istiyor. O Allah, bir kavme olan düşmanlığımızın bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi gerektiğini söylüyor. Kim ki, zerre-i miktar iyilik ya da kötülük yapmışsa, o her kim olursa olsun, onun karşılığını eksiksiz olarak görecektir. Cehennem, bu dünyada üretilen acıların toplamı kadar yakıcıdır her ferd ya da topluluk için. Cennet bu dünyada üretilen  saadetlerin toplamı kadar ve hatta daha fazlası ile mutluluk sebebi olacaktır. Kederler paylaşıldıkça azalır ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. Paylaşmayı bilmeyenler helak olur giderler. Onların dünyaları vijdan azabı ve cehennem korkusu, ahiretleri ise cehennem ateşi karşısındaki pişmanlıklıklarının verdiği, telafisi mümkün olmayan bir ceza olacaktır. Biz Kader, rıza ve ecelin Allah’ın elinde olduğuna iman ettik. Eceliminden az ya da çok yaşamayacağız, rızgımızdan az ya da çok yemeyeceğiz, kaderimizden başka bir kaderimiz de yok. Siz kardeşlerimizi öldürdüğünüzü zannederken, Allah cc onları kendi katına yükselterek cennetle müjdeliyor ve melekler onlara ölümsüzlük şerbetini içiriyorlar. Biz onlara ölüler demiyoruz onlar Rableri katında diridirler. Onlar Hz. Muhammed, Hz. İsa, Hz. Meryem, Hz. Zekeriya, Hz. Üzeyir,  Hz. Süleyman, Hz. Davud, Hz. Yuşa, Hz. Musa, Hz. Asiye, Hz. Maşite (Hepsine selam olsun), tıpkı Firavun gibi, eğer tabi tevbe edenlerden olmazsanız. Unutmayın, vahiy coğrafyası olan “vadedilen topraklar”, peygamberlerin ayak izlerinden yürüyen Muvahhidler içindir. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım! Ya Rab kullarına uyarıcı bir işaret gönder. Bir uyarı, ikaz, belki akledenlerden olurlar. Alemlerin Rabbı’na hamdolsun. O din gününün sahibidir. Yalnız senden yardım diler ve yalnız sana sığınırız. Bize Hakkı Hak, batılı batıl göster, Hak’da toplanmamızı nasib et. Sen kalpleri çevirensin, Şeytanın bizi Seninle aldatmasına izin verme! Şeytana o kapıları biz açtık kendi ellerimizle, bizi Hannasın vesvesesinde, Hilekar Şeytanın, onun ins ve cin dostlarının aldatmasından koru. Bize Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. Haacer imanı ve feraseti ver ki, Şeytanı yalanlarına aldanmayalım, Şeytanları taşlayanlardan olalım. Bizi doğru yola ilet, nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların değil. Bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl. Bizim ellerimizle cezalandır zalimleri ve bizim ellerimizle yardım et mazlumlara. Muhakkak ki, senin herşeye gücün yeter! Allahu ekber ve lillahil hamd! Çıkmadık canda umut vardır. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Zalimler için yaşasın cehennem. Esselamü menittebeal Huda. Dualarımız, İlahımız ve Rabbimiz olan Allah’ın rızasına gönül kapılarını açık tutanlar için. Sondakika haberleri net

Son dakika Netenyahu'ya açık mektup SonDakika Haberleri Son dakika Netenyahu'ya açık mektup SonDakika Haberleri