Süper Kupa çilesi: Hayaller ütopik, gerçekler distopik

TAKİP ET

Daha dört ay öncesinde her iki takım da ortaya koydukları iradeyle gönüllerin şampiyonu olmuş, taraflı tarafsız tüm Türk futbolseverlerin sevgisine mahzar...

"Atatürk kırmızı çizgimizdir" diyerek irade koyan, ne pahasına olursa olsun aldıkları kararın arkasında duran iki köklü kulüp, yalnız birleştirici güç olmakla kalmamış, Türk futbolunda bitmek bilmeyen kavganın sonunun gelebileceğine dair umut filizlerinin büyümesine vesile olmuştu.

Farklılıkları unutturan, tüm spor severleri kırmızı-beyaz renklerin altında bütünleştiren ezeli rakipler, yurda dönüşte kahramanlar gibi karşılanırken kupalardan daha fazlasını, gönülleri kazanmıştı.

Beşiktaş'tan Samsun'a kadar birçok kulüpten "Kapımız Açık!" nidaları yükselmiş, kazanmanın ikinci plana itildiği ve 'güzel oyunun' hedeflendiği tatlı bir rüyaya dalmıştık sanki...

Ülkenin dört bir yanından destek mesajları alan güzide iki kulübümüzün oynayacağı Süper Kupa maçı için tarihi öneriler sıralanmış, her iki takımın da kazandığının ilan edilmesi ve kupanın geçmişte olduğu gibi ikiye bölünerek takdim edilmesi yönünde fikirler ağırlık kazanmıştı.

Adı; 'Cumhuriyet Kupası' olsun, 'Atatürk Kupası' olsun, 100. yılda Samsun'da mı, Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda mı düzenlenmesi daha anlamlı olur şeklinde öneriler dilden dile dolaşmıştı.

Oysa bunların hepsi bir seraptı...

Evet, futbolla yatıp futbolla kalkan, bazen hüzünlü bazen sevinçli de olsa en unutulmaz anılarını bu spor sayesinde yaşayan, kimi zaman tüm harçlığını, kimi zaman tüm zamanını bu uğurda feda eden cefakar taraftar; genç, yaşlı, ya da çocuk...

 

Artık İngiliz, Alman veya İtalyan bir futbol sever gibi sadece oyunun güzelliklerini mi konuşacaktı, futbolu sinir harbine dönüştüren kaotik etkenler geride mi kalacaktı?

Türk futbol severler; Premier Lig'in izleyenleri bile soluk soluğa bırakan müthiş temposunu, Serie A'nın satranç büyük ustalarına taş çıkaran taktiksel savaşını, La Liga'nın teknik ve taktiğe dayalı futbol anlayışını mı hayal edecekti?

Bizler de günün birinde yabancı futbol severlerin hayranlıkla deneyimlediği Jürgen Klopp'un, Ralf Rangnick'in gegenpressini, Pep'in devrim niteliğindeki oyun anlayışını, Carlo Ancelotti'nin kazanma sanatını ülkemizde kendi takımlarımızda uygulayabilir miydik?

Saf futbol... Her türlü suni gündemden arındırılmış; akla, yüreğe hitap eden, bir haz cümbüşü...

Hayır, tabii ki bir rüyaydı, uyanmak istemediğimiz, alarmın çekiç darbelerini andıran çığlığıyla irkildiğimiz bir rüya...

Gerçeklerle yüzleşmemiz pek zaman almadı, oyunun dışında her şeyin konuşulduğu bir dünyaya dönmemiz bıçak kadar keskin oldu.

Öncelikle futbolun sadece spor olmadığı ve en beklenmedik anlarda çimento görevi görebilecek bir birleştiriciliğe sahip olduğu yönündeki düşünceler, organizasyonun iptaline kimin sebep olduğu tartışmalarıyla çabucak silinip gitti hafızalardan.

Sorumluluklarını başkalarının sırtına yüklemekte mahir olan karar alıcıların neden olduğu bir tartışma...

Yıllardır süregelen, kimseye fayda sağlamayan, oyunu gölgelemek ve gelişeme ket vurmaktan başka bir işe yaramayan tartışmalar silsilesi.

TFF yöneticilerinin tutumları, PFDK kararları, hakem atamaları, hakem kararları, kulüplerin itidale davet ederken ortamı geren açıklamaları, taraftar olayları, futbol oynamaya müsait olmayan saha zeminleri, topun oyunda kalabilmek için can çekiştiği maçlarıyla anılan bir lig ve oyun...

Maalesef gerçek dünyamıza dönmemiz zaman almadı. Türk futbolunun Galatasaray ve Beşiktaş'la birlikte en büyük lokomotiflerinden biri olan Fenerbahçe'nin; futbol sahalarında görmek istemediğimiz taraftar olayları nedeniyle ligden çekilmeyi dahi düşündüğü, yabancı hakem ve erteleme tartışmalarının yaşandığı, Süper Kupa maçına A takımı götürmeme kararı aldığı, Türk futbolu için hazin bir zaman...

Çözümün üretilemediği, uzlaşmanın kelimeden ibaret olduğu bu kısır döngüde kazanan yok ama kaybeden belli: Futbol.

Yine de enseyi karartmadan, yazıyı umut veren bir sözle bitirmek gerekirse José Saramago'nun Körlük'te dediği gibi:

Hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmediği gibi, mutsuzluk da geçicidir.

Gözden KaçmasınFenerbahçe'nin Galatasaray karşısında Süper Kupa planı ortaya çıktı! Hükmen mağlubiyet için izlenecek yol...Haberi Görüntüle

EMRE MOR - ÖZEL RÖPORTAJ

Fenerbahçe'den kiralık olarak VavaCars Fatih Karagümrük'te forma giyen Emre Mor, Spor Arena'nın konuğu oldu, kariyeriyle ilgili flaş açıklamalar yaptı.